Risk faktörü olup koroner damar hastalığı düşünülen göğüs ağrısı olan kişilerde,
• Diğer tanı testlerinde (EKG, ekokardiyografi veya eforlu EKG) anormalliği olan riskli kişilerde,
• Ani ölüm sonucu hayatta kalanlarda,
• Kalp krizi geçirenlerde,
• Daha önceden balon-stent veya by-pass ameliyatı olup göğüs ağrısı varsa,
• Ciddi ritm bozukluğu olanlarda,
• Kalp ameliyatı (örn kalp kapağı) olacak kişilerde.
Anjiyo işlemi risk bakımından, sıklıkla hiçbir sorun yaşanmadan kısa sürede tamamlanan bir işlem olsa da, girişimsel bir tetkik yöntemi olması sebebiyle istenmeyen olay riski taşımaktadır. Ölüm riski ortalama 1500 olguda vakada 1 şeklindedir.
Daha sık görülen küçük komplikasyonlar ise geçici olup damar giriş bölümünde kanama, hematom (kan pıhtısı), ritm bozuklukları, balonlaşma, boyar maddeye karşı allerji hassasiyet gelişmesi, kusma hissi, bulantı, soğuk terleme, tansiyon düşmesi, nabız yavaşlamasının görülmesidir.
Anjiyografi sonucunda daralmış veya tıkalı damarına açmak için balon uygulaması kararı alınan hastalara, aynı seansta veya sonra yapılan tedavi girişimidir. Balon dilatasyon (balonla genişletme) işlemi, kateterlere (ince uzun, yumuşak plastik tüpler) benzer yapıda olan ve bu işlem için tasarlanmış kateterler kullanılarak yapılır. Koroner Stent (çelik tel kafes), koroner damarlarında balon tedavisi ile yeterli açıklık sağlanamayan ve / veya balon işlemi sonrasında damar içinde yırtılma meydana gelen hastalarda bu sorunları giderme amacıyla kullanılan bir yöntemdir. Bu işlemden önce aynı atara damara balon işlemi yapmak gerekebilir. Balon ve stent uygulamasında başarı oranı yaklaşık %90 dır. İlk 6 aylık süreç içinde %20 olasılıkla tekrar daralma (restenoz) olabilmektedir. İlaç kaplı stentlerde bu ihtimal % 10’a inmiştir. Stent içinde daralma olması durumunda tekrar balon veya stent uygulanabilmektedir.
Anjiyo sonrasında boyar maddenin vücuttan atılması için bol su içilmelidir. Anjiyo normal hayatı kısıtlayan bir işlem değildir. Kasıktan yapılan işlemden ortalama 4-6 saat koldan yapılan işlemden ise ortalama 2-3 saat içinde yürüyebilir. 24 saat sonra da genellikle normal hayatına, işine dönebilmektedir.
Kalp uyarı odağının yeterli sayıda uyarı çıkaramaması veya kallbin iletim yollarında bir kesinti olması nedeniyle kalp atışlarının aşırı yavaşlaması durumunda hastanın normal yaşamını sürdürebilmesi için gerekli kalp atışını sağlamak için vücuda yerleştirilen kalp pilleri gereklidir.. Kalıcı kalp pilleri ileri teknolojik yapısı ile kalbin çalışmasını algılar ve gerektikçe çalışır. Böylece hastanın kalp yavaşlamasından dolayı bayılma, fenalık, baş dönmesi gibi yakınmaları kaybolur.
Kalbin özellikle damar hastalıklarında ve kalp kası hastalıklarında kalpten anormal ritmler doğar. Bu ritmler çok hızlıdır ve düzeltilmediği takdirde ölümcül olabilir. Bu ritmler ancak elektrikli şokla düzeltilebilir. İşte ICD veya şok pili denilen cihazlar bu nedenle kalbe yerleştirilmektedir. Normal pilden daha büyük olan cihazlar kalıcı pil gibi yerleştirilir. Bu aletler aynı zamanda kalp pili görevi yapar.
Doğuştan Kalp deliği tanısı alan hastalara yapılan ekokardiyografi, transözefagial ekokardiyografi (yemek borusu yoluyla ekokardiyografi) ve anjiyografik yöntemler ile basınç ölçümü sonrasında deliğin kapatılması kararlaştırılabilir. Sol kulakçıktan sağ kulakçığa geçen miktarı belirli yüksek ise delik kapatılmalıdır. Uygun vakalarda kasık toplardamarından girilerek deliğin şemsiye adı verilen özel cihazlar yerleştirilerek ve ameliyat yolu ile lukaçıklar arasına yama konulması ya da kapatılabilir.
İleri yaşa bağlı olarak ortaya çıkan aort kapak daralması, iyileşme sürecinin her hasta için belli başlı zorluklara sahip olduğu açık kalp ameliyatı sonrası, hastaların iyileşmesinin ve normal yaşama dönmesinin fazlasıyla zor olduğu bir sürece dönüşebilmektedir. İleri yaştaki aort kapak hastalarında, açık kalp ameliyatı sonrası akciğer enfeksiyonu ortaya çıkma ihtimali artmakta ve iyileşme şansları oldukça düşük olmaktadır. Açık ameliyat şansı ileri yaş hastalarda genç hastalara göre daha düşük olduğu için, bu hastalara girişimsel yollarla kapak tamiri ya da değişimi yapılmaktadır.
Kalp kasının kanı vücudun diğer organlarına bölümlerine pompalayacak kadar güçlü olmadığı ya da toplardamarlardan yeterince gevşeyemediği için kanı toplayamadığı durumlarda ortaya çıkan kalp kası hastalığıdır. En sık kalp yetmezliği nedeni kalp kasının kalp krizi nedeniyle zarar görerek kasılamamasıdır. Kontrolsüz hipertansiyon, kalp kapak hastalıkları, doğumsal kalp kası hastalıkları, ritim bozuklukları, kalp kası enfeksiyonları gibi sebepler ile de kalp yetmezliği gelişebilir.
Tansiyon ya da kan basıncı, kalbin kanı pompalarken damar cidarında oluşturduğu basınç olarak ifade edilir. Bu basıncın istenilen değerlerin üzerinde olması durumu ise hipertansiyon (yüksek tansiyon) diye adlandırılır. Kan basıncı sistolik (büyük tansiyon) ya da kalbin kanı pompalarken oluşturduğu basınç ve diyastolik (küçük tansiyon) ya da kalbin kan pompalamaya ara verdiği dönemdeki basınç olan iki farklı rakamdan oluşur.
Kanda çeşitli yağların yüksekliğini ifade eder. Bu çeşitli yağ tipleri kolesterol, trigliserid ve LDL (kötü) kolesteroldür. Bunların dışında faydalı kolesterol olarak değerlendirilen HDL-kolesterol de vardır. Bu bozukluklar başta kalp damar hastalıkları olmak birçok hastalıkların ortaya çıkmasında ve ilerlemesinde rol oynar. Kolesterol, tüm hücrelerde bulunması ve hormonların temel yapıtaşını oluşturması sebebi ile yaşam için gerekli bir maddedir. Ancak kolesterolün belli bir seviyenin üstünde olması tehlike arz eder. Yüksek kolesterol kalp atardamarlarında ve diğer organ atardamarlarında damar sertliği denilen damar hastalığı riskini arttırmaktadır.
Sebep olarak genetik faktörler, yaşla birlikte metabolizmanın yavaşlaması, yağlı beslenme, şişmanlık, sedanter yaşam tarzı, sigara, aşırı alkol tüketimi, diyabet veya tiroid hastalıklarında olduğu gibi hormonal bozukluklar sayılabilir.
Kalp damar hastalığı için risk faktörleri olmayan sağlıklı bireylerin beş yılda, kalp damar hastalığı olan kişilerin ise yılda bir kan kolesterol düzeylerini ölçtürmeleri gerekir. Sağlıklı bireylerde LDL kolesterol düzeyi 130mgr/dL, trigliserid düzeyi 150mgr/dl ve total kolesterol düzeyi 200mgr/dL’ nin altında olması gerekir. Ayrıca HDL kolesterol düzeyinin kadınlarda 40mgr/dL, erkeklerde ise 50mgr/dL’ üzerinde olmalıdır. Eğer kalp damar hastalığınız var veya diyabet gibi risk faktörleriniz var ise sınır değerler aşağıya iner kolesterolü daha fazla düşürmek için tedavi düzenlenir.
Hiperlipidemi tedavisinde asıl önemli olan yaşam tarzı değişikliğidir. Diğeri ise ilaç tedavisi şeklindedir. Düzenli fiziksel aktivite yapılması kötü kolesterolün düşmesine ve iyi kolesterolün yükselmesine yardımcı olur. Sigaranın bırakılması, alkolün azaltılması kolesterol ile mücadelede önemli faktörlerdir. Yaşam tarzı değişikliği başlığı altında topladığımız tüm bu koruyucu önlemlerle birlikte kötü huylu kolesterol seviyelerinde %10-15 civarı bir düşme başarısı sağlanabilmektedir.
İlaç tedavisinde diyete ve önlemlere karşın kan kolesterol seviyeleri halen yüksek seyrediyorsa ilaç tedavisi başlanmalıdır. Kolesterol ilaçları sadece kan kolesterol seviyesini düşürmek değil aynı zamanda kalp sağlığını koruyucu, atardamar tıkanıklığını geriletici ve yaşam süresini uzatıcı faydalı etkilerinden yararlanmaktadır.
Kolesterol düşürücü ilaçlar yaygın olarak kullanılan güvenli ilaçlardır. Ama bu ilaçların da istenmeyen yan etkileri olabilir. Yüksek dozlarda kullanıldığında kas sisteminizde veya karaciğerinizde olumsuz etkiler gözlenebilir. Ancak bu riskler oldukça düşüktür. Bu sebeple kolesterol ilacı başlanırken kas enzimi ve karaciğer enzimleri bakılmalıdır. İlaç kullanırken kas ağrısı olursa mutlaka doktorunuza başvurmanız gerekir.
Kalp atımlarının düzensiz hale gelmesidir. Ritm bozukluğu sırasında kalp çok hızlı atabilir (taşikardi), çok yavaş atabilir (bradikardi) veya düzensiz atabilir. Çoğu zararsız olmakla birlikte bazıları hayatı tehdit edecek düzeyde ciddi olabilir.
Ritim bozukluğu sırasında kalp vücuda yeterli kanı gönderemediğinde kişide nefes darlığı, baygınlık, bayılma bazen de ani ölüm meydana gelebilir. Yine de ritm bozuklukları sıklıkla tedavi edilebilen hastalıklardır.
Ritm bozukluğu tanısı şikayet sırasında elektrokardiyografi (EKG) çekilmesi çok yararlıdır. Şikayetlerin çok sık olduğu hastalarda Holter izlemi (24 saat, 48 saat) ile kayıtlar yapılabilir.
Kalpte aynı yöne doğru kan akımına izin veren dört adet kapak bulunur. Bu kapakların temel işlevi, dolaşan kan akımının rahatça ve yalnızca doğru yönde ilerlemesini sağlamaktır. Bir kapak hasar gördüğü takdirde meydana gelen durumlar kalp kapak hastalıklarıdır. Kapağın tam olarak açılamadığında kan akımının tıkanması kapak darlığıdır. Kapak tam olarak kapanamazsa bir miktar kan akımı geldiği odacığa doğru geri kaçar. Buna kapak yetersizliği adı verilir. Kapaktaki sorun hem darlık hem yetersizliğe neden olabilir. Kapak darlığı ve yetersizliği kalbin iş yükünün artmasına neden olur. Darlık durumunda kapak kan akımını engeller; bu engeli aşarak akımı sağlamak ancak kalbin daha güçlü pompa yapması gerekir. Yetersizlik durumunda ise geriye kaçan kanın eklenmesiyle artmış olan kan hacminin pompalanması iş gerektirir.
Klasik yoldan yapılan ekokardiyografi yönteminin yetersiz kaldığı bazı durumlarda yemek borusu yolu ile ekokardiyografi yapılması gerekebilir. Yarı girişimsel bir işlemdir. İnceleme sırasında yemek borusuna yakın olan arka kalp yapılarını değerlendirmede daha iyi bir görüntü sağlar.